Çelik endüstrisi, başta demir cevheri, kömür, kok, hurda ve çeşitli alaşım elementleri olmak üzere, çelik üretim sürecinde çok sayıda hammaddeyi kullanmaktadır. Demir cevheri, çeliğin demir içeriğini sağlamakta ve yalnızca çelik endüstrisi tarafından kullanılmaktadır. Koklaşabilir kömür, demir cevherinden oksijenin ayrıştırılması için gerekli olan karbon ve ısıyı sağlayan temel element konumunda bulunan kok üretiminde kullanılmaktadır. Hurda ise, elektrik ark ocaklı tesislerin temel girdisi konumundadır. Elektrik ark ocaklı tesislerde, geri dönüştürülen çelik ergitilmekte ve nihayetinde yeni çelik ürünleri üretilmektedir. Hurda ayrıca, yüksek fırın kullanan tesislerde de, fırın içerisindeki ısının düşürülmesi amacıyla, cevherden elde edilen demir ile birlikte kullanılmaktadır. Sözkonusu temel girdilerin yanında, çelik üretim sürecinde, çeliğin kimyasal özelliklerinin geliştirilmesi ya da içerisindeki empüritelerden arındırılması amacıyla, daha az miktarlarda da olsa başka metaller de girdi olarak kullanılmaktadır.
Dünyada, demir cevheri tüketiminin % 98’i, koklaşabilir kömür tüketiminin % 80’den fazlası, hurdanın % 100’ü çelik endüstrisi tarafından tüketilmektedir. Bunun yanında, manganezin % 90’ı (desülfirizasyon ve mukavemeti sağlayan alaşım),
- Silikonun (çeliğin oksitten arındırılmasında kullanılır) % 60’ı,
- Nikel’in (paslanmaya karşı direnç sağlar) % 60’ı,
- Kromun (paslanmaya karşı direnç sağlar) % 75’i,
- Çinkonun (çeliğin galvanizlenmesinde kullanılır) % 60’ı,
- Tenekenin (çeliğe koruyucu bir kaplama sağlar) % 20’si,
- Molibdenyum’un (ısı ve paslanmaya karşı dayanıklılık sağlar) % 60’ı,
- Vanadyum’un (çeliğe sertlik sağlar) % 85’i ve
- tungsten’in (çeliğe sertlik sağlar) % 20’si
çelik sektörü tarafından tüketilmektedir.
2004-2007 yılları arasında, hammadde fiyatlarında ılımlı fiyat dalgalanmaları gözlenmiştir. 2008 yılındaki global finans krizine kadar, çelik talebindeki artışa paralel olarak ciddi fiyat yükselişleri gözlenmiş, krizle birlikte ise, fiyatlarda keskin düşüşler yaşanmıştır. 2010 ve 2011 yıllarında, başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan ekonomilerde talebin toparlanması ile birlikte, fiyatlar yeniden eski seviyelerine ulaşmıştır. Ancak 2012 yılından itibaren, pek çok ülkede çelik üretim artışının yavaşlaması nedeniyle, fiyatlar genelde düşüş eğilimi içerisinde olmuştur.
Demir cevheri fiyatları, 2014 yılında genellikle düşüş eğilimi göstermiştir. Piyasa gözlemcilerine göre, fiyatlardaki düşüş trendinin temel sebebi, “çelik piyasasındaki zayıflamaya karşın, büyük demir cevheri üreticilerinin arz miktarlarını arttırmaya devam ederek, talebi önemli ölçüde aşmaları” şeklinde açıklanmaktadır.
Koklaşabilir kömür fiyatları, artan arz miktarı ve Çin’in talebindeki azalma nedeniyle, 2014 yılında gerileme göstermiştir. Ancak arz fazlalığı, demir cevherindeki kadar yüksek olmadığından, demir cevheri piyasasına kıyasla dalgalanmalar daha düşük seviyede kalmıştır. 2014 yılının Mart ayında, koklaşabilir kömür fiyatları son 7 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir.
2014 yılının ilk yarısında, 353 milyon tonluk ihracatı ile Avustralya dünyanın en büyük demir cevheri ihracatçısı olmuştur. Avustralya’yı 157 milyon ton ile Brezilya, 33 milyon ton ile Güney Afrika, 19 milyon ton ile Kanada ve 8 milyon ton ile Hindistan takip etmiştir. Aynı dönemde, en büyük demir cevheri ithalatçıları, 457 milyon ton ile Çin, 68 milyon ton ile AB, 65 milyon ton ile Japonya ve 37 milyon ton ile Güney Kore olmuştur.
2012 yılında, 125 milyon tonluk üretimi ile, Çin en büyük hurda üreticisi olurken, Çin’i 107 milyon ton ile Avrupa Birliği takip etmiştir. Japonya Hurda Derneği verilerine göre, 2013 yılında Çin’in hurda üretimi 143 milyon tona ulaşmıştır.
Gelecekte Çin’in demir hurdası rezervlerinin artacağı tahmin edilmektedir. Hatch ve Metal Bulletin gibi kaynaklardan edinilen bilgilere göre, bazı endüstri analistleri Çin’in gelecekte net hurda ihracatçısı haline gelebileceğini ve hatta dünyanın en büyük hurda ihracatçısı konumunu elde edebileceğini iddia etmektedir. Ancak, Çin’in elektrik ark ocaklı çelik üretimini arttırması beklendiğinden, bunun biraz zaman alacağı tahmin edilmektedir.
Afrika’da Hammaddeler
Bazı Afrika ülkelerinin ekonomileri, yüksek oranda madencilik sektörüne bağlı bir gelişme göstermektedir. Afrika Kalkınma Bankası verilerine göre, madencilik ve taşocakçılığı sektörü Kongo’nun GSYH’sinin % 63’ünü, Gabon’un GSYH’sinin % 44’ünü oluşturmaktadır. Madencilik alanındaki yüksek potansiyelleri dikkate alındığında, Afrika ek