Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Hatay'daki otelde "Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı" kapsamında düzenlenen "Türkiye Çelik Sanayi Zirvesi'nde" yaptığı konuşmada, aynı program çerçevesinde 15 Şubat'ta İzmir'de Makine Sektör Zirvesi'ni yaptıklarını söyledi.
Bu programın en önemli başlıklarından birinin çelik sanayisi olduğunu belirten Özlü, şöyle devam etti:
"Sanayide yüksek teknolojiye geçiş, ülkemizin geleceği açısından elzemdir, zorunludur çünkü tüm sektörler, yüksek teknolojinin yörüngesinde hayat bulmaktadır. Üretimin, sanayinin ve pazarlamanın şekil değiştirdiği bir dünyada bütün sektörlerimizle birlikte hızlı, esnek ve uyumlu çalışmak zorundayız. Tüm diğer sektörlerimize öncülük edecek, onlara ilham verecek sektörümüz, hiç şüphesiz çelik sanayimizdir. Çelik sektörü, diğer tüm sektörlere girdi sunan stratejik bir sektördür. Bütün sanayi devrimlerinin, bütün sanayi hamlelerinin ve bugünkü Avrupa Birliği'nin temelinde demir ve çelik sektörü vardır.
Sanayileşmenin temel göstergeleri arasında yer alan çelik sektörü ürünlerinin kişi başı tüketimi, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirleyen göstergeler arasında bulunur."
Çelik sanayisinin ülkenin sektörel politika hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından hayati önem taşıdığına dikkati çeken Bakan Özlü, birçok alanda olduğu gibi çelik sektöründe de artık katma değeri yüksek, teknolojik gelişmeleri kullanan, çevreye saygılı, dünyada gerçek manada söz sahibi bir ülke olmaları gerektiğini vurguladı.
Özlü, ülkenin 2017 yılı verilerine göre, çelik üretiminde Avrupa'da ikinci, dünyada da sekizinci sırada yer aldığını kaydetti.
"Temel hedefimiz, yakın bir gelecekte Avrupa'nın en büyük çelik üreticisi olmaktır"
Ortadoğu'nun en büyük çelik üreticisi konumunda olduklarını anlatan Özlü, şu bilgileri paylaştı:
"Temel hedefimiz, yakın bir gelecekte Avrupa'nın en büyük çelik üreticisi olmaktır. Bu hedefe ulaşmak için çok yönlü tedbirler almak durumundayız. Demir-çelik sektörümüz, 2017 yılında 45 bin kişiye doğrudan istihdam üretirken 18,3 milyon ton çelik ürünleri ihracatı yaparak, ülkemize 13,4 milyar dolar gelir sağlamıştır. Bu rakam toplam ihracatımızın yüzde 9'una tekabül etmektedir. Sektör, 2017 yılı itibarıyla net ihracatçı konumundadır.
Sektör tarafından 2017 yılında 37,5 milyon ton sıvı çelik üretilerek, yüzde 73 seviyesinde kapasite kullanım oranına ulaşıldı. Bu üretimin gerçekleşmesi için yaklaşık 11 milyon ton demir cevheri ve 20 milyon ton hurda ithalatı yaptık."
Sektörün üretim altyapısına bakıldığında ağırlıklı hurdaya dayalı olduğunu gördüklerine dikkati çeken Özlü, "2017 yılı itibarıyla 51,5 milyon tonluk ham çelik kapasitesinin 39 milyon tonu hurdadan, 12,5 milyon tonu ise demir cevherinden üretim yapan tesislere ait bulunuyor. Buradaki göstergelerin daha dengeli bir yapıya kavuşturulması, sektördeki istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Özlü, sektörde 22 Ar-Ge ve 3 tasarım merkezi bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin geçen yıl 16 milyon ton çelik ürünleri ithalatı için 12,5 milyar dolar döviz ödediğini belirten Özlü, şu ifadeleri kullandı:
"İthalat miktarının bu kadar yüksek olmasında dahilde işleme rejimi kapsamında gerçekleştirilen ithalat, düşük kaliteli ürün ithalatında piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerinin yeterli olmaması, dampingli ve devlet destekli ürün ithalatı, hızla büyüyen iç talep, serbest ticaret anlaşmaları, bazı ürünlerde yeterli düzeyde üretim gerçekleştirilememesi etkili olmuştur."
Demir-çelik ürünleri ithalatında yassı ürünler yanında özellikle paslanmaz çelik ve nitelikli çeliklerin öne çıktığını gördüklerine işaret eden Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nitelikli çelikler, nihai ürünler içinde katma değeri en yüksek olanlardır. Nitelikli çeliklerin yurt içinde üretilmesinin önemi, demir çelik sanayi ürünlerinin birim değerleri itibarıyla ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde üretilen nervürlü demir, yuvarlak demir, profil, sac, boru ve bağlantı elemanlarının birim fiyatları 550 ve 800 dolar ton arasında değişirken ülkemizde üretimi bulunmayan paslanmaz çelik ve nitelikli çeliklerin birim fiyatları ise 2 bin 500 dolar ton seviyesinden 5 bin dolar ton seviyesine kadar çıkabilmektedir.
Bu yönüyle demir çelik sanayimizde yüksek teknolojiye geçiş sürecinde yüksek katma değer elde edeceğimiz paslanmaz ve nitelikli çelik ürünlerinin üretimine yönelik yatırımlar büyük önem taşımaktadır."
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Uluslararası projemiz olan Akkuyu Nükleer Santral tesislerinin kurulması aşamasında ihtiyaç duyulan yaklaşık 1 milyon 100 bin ton çeliğin yerli üreticilerimizden temin edilmesi hususunda, Enerji Bakanlığımız ile birlikte Rus Santral yetkilileriyle prensipte mutabık kalmış bulunuyoruz." dedi.
Özlü, "Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı" kapsamında düzenlenen "Türkiye Çelik Sanayi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, ülkenin, Avrupa Kömür Çelik Topluluğu ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması'nın sınırlayıcı hükümleri nedeniyle demir çelik sektörüne doğrudan destek veremediğini hatırlattı.
Bu kapsamda, demir çelik üreticilerine Bakanlıkça yönetmeliği yayımlanmış bulunan Endüstri Bölgeleri'ni kurarak, bu bölgelerdeki avantajlardan yararlanmalarını tavsiye eden Bakan Özlü, diğer taraftan girdi maliyetlerini azaltmaya yönelik çok yönlü çalışmalarının sürdüğünün altını çizdi.
"Yerli tedariğe öncelik vereceğiz"
Kalitesiz demir çelik ürünleri ithalatının engellenmesi için piyasa gözetiminin yoğunlaştırılmasına önem verdiklerini belirten Özlü, şöyle devam etti:
"Bu konuda Bakanlığımıza bağlı TSE özel bir çaba sarf edecek. Diğer taraftan Serbest Ticaret Anlaşmaları, gümrük tarifelerinin düzenlenmesi ve yurt içi yatırımlarda çelik üreticilerimizin tercih edilmesinin sağlanması, enstrümanlarımız olacak. Bu kapsamda, uluslararası projemiz olan Akkuyu Nükleer Santral tesislerinin kurulması aşamasında ihtiyaç duyulan yaklaşık 1 milyon 100 bin ton çeliğin yerli üreticilerimizden temin edilmesi hususunda, Enerji Bakanlığımız ile birlikte Rus Santral yetkilileriyle prensipte mutabık kalmış bulunuyoruz. Diğer santraller için de yerli tedariğe öncelik vereceğiz. Tedarikçi olmamız sayesinde sadece yurt içindeki santrallerde değil, yurt dışındaki santrallerde de yüksek katma değerli çelik ürünleri ihraç edebilir duruma gelmeyi hedefliyoruz."
Bu hususun çelik ile sınırlı kalmayacağına dikkati çeken Özlü, şunları söyledi:
"İnşa aşamasında ilgili diğer tüm girdilerde de yurt içi imkanlarımızın azami kullanımı için aynı yaklaşımı benimsiyoruz. Çelik üreticilerimizin ihtiyacı olan ve 1 milyar dolara yakın bedel ödeyerek ithal ettiğimiz grafit elektrot için yurt içi üretime geçilmesi hususunda ortak bir çalışma yürütüldüğünü, ferro alyaj üretiminin de çelik sektörü için önem taşıdığını ifade etmek isterim. Bu konuyu, ihtiyaç duyarsak Yerlileştirme Yürütme Kurulu gündemine de getireceğiz. Bakanlık olarak bu konuya gerekli desteği vereceğiz."
"Sanayimize çok yönlü destek vermeye devam edeceğiz"
Faruk Özlü, savunma sanayii, gemi sanayi ve diğer birçok alanda ihtiyaç duyulan nitelikli çeliğin yurt içinde üretimi için Ekonomi Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarına işaret ederek, "Ülkemizde yapılacak söz konusu yatırımlar ile stratejik öneme sahip bu ürünlerde yurt dışı bağımlılığımızı büyük ölçüde gidermeyi hedefliyoruz. Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımız ile sanayimize çok yönlü destek vermeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar ülke ekonomisine değer katan büyük başarılara hep birlikte imza attıklarını vurgulayan Özlü, önlerinde çok daha büyük hedefler olduğunu anlattı.
Bunun için büyük düşünmeye ve çok çalışmaya mecbur olduklarını aktaran Bakan Özlü, şunları kaydetti:
"2023 hedeflerimize ulaşmak için tüm sektörlerimizle birlikte yatırımlarımızı ve üretimimizi daha da arttıracağız. Ülkemiz ve coğrafyamız üzerinde sahnelenmek istenen oyunlara, ekonomik araçlarla oluşturulan manipülasyonlara karşı en iyi cevabı, daha çok yatırım yaparak, daha çok üreterek ve daha çok büyüyerek vereceğiz. Ne terör ne de bölgesel sorunlar ekonomik hedeflerimize ulaşmamızı engelleyecek. 'Bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi Türkiye' hedefine hep birlikte yürüyeceğiz."