Çolakoğlu Metalurji CEO’su Uğur Dalbeler Bloomberght’de yayınlanan “İş Dünyası” programında sektördeki duruma ilişkin bilgiler verdi.

Dalbeler: "Kapasitenin varlığından çok bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitenin bulunması daha önemli. Sektör kârlı olmalı ki, yatırımlarını yapabilsin. Rakipleriniz ileri giderken, biz yerimizde durmamalıyız. Bizim yaşamakta olduğumuz sıkıntıların temelinde bu mevcut. Sektör rekabet gücünü gün be gün kaybediyor. Bu konunun irdelenmesi ve sektörün rekabet gücünü arttıracak çözüm yollarının ortaya konulması lazım. 1996 yılından AB ile AKÇT anlaşmasıyla, sektörümüze devlet yardımları yasaklandı. Ancak rakiplerin bu yardımlardan yararlanması, rekabette sıkıntı yaşamamıza neden oluyor. Bizim rekabet etme konusunda bir problemimiz yok. Üzerinde ısrarla durduğumuz şey, sektörün karşı karşıya kaldığı haksız rekabetin giderilmesidir. Eşit enstrümanlarla rekabet edildiğinde, çelik sektörü heryerde var olabilecek güçtedir. Ancak bugün devlet yardımından yararlanamayan bir sektör olarak, devlet yardımı ile üretilen ürünlerle rekabet etmekte zorlanıyoruz."

Teşvik İstemiyoruz, Haksız Rekabet Giderilsin

"Teşvikten çok rekabetteki haksızlık giderilirse, sektör üzerine düşeni yapacak, atması gereken adımları daha rahat atacaktır. Haksız rekabetin yarattığı zarar, sektörün ileri gitmenize engel oluyor. Yerinizde durdukça da, geride kalıyorsunuz. Çin, devlet politikası olarak öne çıkartarak, dünyanın en büyük çelik sektörünü oluşturdu. Sektörün yarısını kamuya ait tesisler oluşturuyor. Çin dünya sektörün % 50’sini, ticaretin % 30’unu temsil ediyor. Bu nedenle, Çin’deki her adım dünya piyasalarını etkiliyor. Dünya çelik sektöründe otobüsün kaptanı Çin. Çin direksiyonu nereye çeviriyorsa, piyasalar da oraya gidiyor. Maalesef çeliğimizi halen yerli malı olarak nitelendiremiyoruz. Türkiye’de orta düşük teknolojili kabul edildiğinden, çeliği yerli malı sınıfına alamıyoruz. Önce bu sorunu çözmeliyiz. İthalatın yarısına yakını DİR kapsamında, % 25’i de STA ülkelerinden vergisiz yapılıyor. İthalatın ancak % 20’si vergilendirilebiliyor. İthalatın sonucu, ithal ürünlerin kaynağı olan diğer ülkelerdeki istihdamın desteklenmesidir. Enerjide, büyük elektrik enerjisi tüketicilerine özel bir tarife getirilmeli."