Wall Street Journal'da yayımlanmış bir makaleden kısa bir bölüm:
2018 yılında, değer bazında çelik ithalatının % 1 oranında artması ve ihracatının % 7 oranında azalması nedeniyle, ABD’nin çelik ürünlerinde dış ticaret açığı 1 milyar dolar artış gösterdi.
Kanada ve Meksika’nın almış oldukları misilleme önlemlerin, ABD’nin çelik ihracatının 650 milyon dolar azalmasında önemli bir etkisi oldu. Buna karşılık, ABD’den arz zincirine derinden entegre olan Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalat artış gösterdi. Pek çok durumda, ABD’li sanayiciler tarifeleri ödemek pahasına bu ülkelerden ithalat yapmak durumunda kaldı ve bu maliyetleri de kullanıcılarına yansıttılar.
Trump tarifelerinin Çin’den yapılan ithalat konusunda etkisi son derece sınırlı düzeyde kaldı. Çin menşeli ürünlere zaten % 28 oranında damping vergisi uygulanıyordu. Trump tarifeleri aslında Türkiye, Rusya ve G. Kore’den yapılan ithalatı sınırlandırmış oldu ve bu ülkeler de ABD’den başka pazarlara yöneldiler ve diğer ülkelere daha fazla ihracat yaparak bu durumu dengelediler.
Örneğin, geçtiğimiz yıl ABD’nin Türkiye’den çelik ithalatı 930.000 ton azaldı. Türkiye, Kanada’ya 330.000 ton ve İtalya’ya 780.000 ton daha fazla çelik ihraç etti. Avrupalı çelik üreticileri, ithalattaki hızlı artın fiyatlar üzerinde düşüş baskısı yarattığından şikayet etti. Ancak düşük fiyatlar ABD’li sanayicileri ve üreticileri dünya piyasasında daha rekabetçi hale getirdi. Harley Davidson gibi bazı ABD’li üreticiler, misilleme önlemlerden kaçınmak ve daha düşük çelik fiyatlarının avantajından yararlanabilmek için üretimlerini Avrupa’ya kaydırdılar.
İstihdam: 2018 yılında ABD’nin çelik üretiminin % 5 oranında artış göstermesine rağmen, tarifeler ABD çelik sanayindeki istihdam seviyesi üzerinde oldukça sınırlı bir etki yarattı. 2017 yılında istihdamını 2.200 kişi arttıran ABD çelik sanayi 2018 yılında yalnızca 200 kişilik istihdam artışı sağladı. Bu durum da, çelik üretiminin ağırlıklı bir şekilde daha az çalışanla iş yapan verimliliği yüksek elektrik ark ocaklı tesislerde yükseltilmesinden kaynaklandığı şekilde açıklanıyor. Üretimdeki artışın arkasındaki itici güç olarak tarifeler değil, ekonomideki güçlenme eğilimi gösteriliyor.
Trump yönetimi, revize NAFTA anlaşması müzakerelerinde Kanada ve Meksika’ya karşı tarifeleri bir tür pazarlık unsuru olarak kullanıyor. Meksika ve Kanada revize NAFTA anlaşmasını geçtiğimiz yıl imzaladılar. Ancak ABD, halen sözkonusu 2 ülkeye tarifelerinden muafiyet tanımadı. Kanada ve Meksika’nın misilleme önlemleri de ABD’li çiftçilere ve imalatçılara zarar vermeye devam ediyor.
Tüm bunların üzerine, 2018 yılında tarifelerin ekonomi üzerindeki maliyeti, ABD’de büyüme ivmesini yavaşlatması olarak kendini gösterdi. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre, tarifeler nedeniyle ABD’nin net kaybı 7.8 milyar dolar düzeyinde. ABD GSYH’sinin % 0.04’ü kadar. Bu veriler, politik belirsizliklerden kaynaklanan yatırım kayıplarını da içermiyor.
Bir grup Amerikalı tarifelerden yararlandı: çelik üreticileri. ABD’li çelik üreticileri korumalı pazarda fiyatları yükseltme imkanına sahip olduğundan daha fazla paralar kazanıyorlar. Hükümet politik bağlantısı olan bir grubu, diğerleri pahasına destekleyebilir. Ancak diğerlerinin aksine, çelik tarifeleri tam bir başarısızlık.
Kaynak: Wall Street Journal